Ahmet Süreyya Durna/ Şiirler

[keremben]

ANADOLU AŞKI

Anadolu aşkı ateştir bende,
İsli ocaklarda yanar tüterim.
Emânet sayılan bu ruh bedende,
Nasıl bulunduysa, öyle yiterim.
***
Hüzün seansında ilk akşamların,
Tepe dallarında nârin çamların,
İç içe kenetli toprak damların,
Saçağında serçe olur öterim.
***
Kaybetti ferini gözlerim nemden,
Hayli zebun düştüm sinsi veremden.
Farklıyım bu yönde dertli Kerem’den,
Mecnun’dan, Ferhat’tan daha beterim.
***
Seyyahlıkla geçti bunca zamanım,
Tozlu yollarına kurbandır canım.
Sevgisiyle kuşatılmış her yanım,
Gam yükünü taşımaya yeterim.
***
Vatan ki başlıca derdim dâvamdır,
Uğrunda ölmeye inancım tamdır.
Bir uçtan bir uca yurdum yuvamdır,
Karış karış toprağında biterim.

Ahmet Süreyya DURNA

[keremben]

KALBİM ANADOLU

Beni başka dünyalarda arama!
Ben Anadolu’mun yöresindeyim.
Şehit kanlarıyla sulanmış olan,
Cana bedel metre karesindeyim.
***
Gövdeye muhâlif kolda işim yok,
Meyvesiz kupkuru dalda işim yok,
Yozlaşmaya giden yolda işim yok,
Hep o değişmeyen töresindeyim.
***
Bâzen bir seyyahım Tuna boyunda,
Bâzen yıkanırım Fırat suyunda,
Duru göllerinde, deli çayında,
Çağıl çağıl akan deresindeyim.
***
Çamlı bellerine çıktığım zaman,
Turacına tüfek sıktığım zaman,
Pembe ufuklara baktığım zaman,
Ömrümün en mâkul süresindeyim.
***
Aklım bozkırlara takıldı yine,
Ruhum odaklandı kaval sesine,
Öyle kapıldım ki câzibesine,
Bilmiyorum şu an neresindeyim?
***
Yurdum kandilidir yürek yağımın,
Düğüm noktasıdır gönül bağımın,
Saklıyım renginde al bayrağımın,
Mehmetçiğin mavi beresindeyim.
***
Çeyiz sandığıyım Döndü, Döne’min,
Yazmayım başında nazlı Senem’in,
Ayşe’min, Fatma’mın, gül Emine’min,
Kumaş fistanının hâresindeyim.

Ahmet Süreyya DURNA

[keremben]

ANADOLU KADINI ANNEM

O, cefakâr Anadolu kadını!
Ve adı üstünde: Anadır annem
Bilirim, sarsılmaz itikadını
Çünkü doğruluktan yanadır annem
***
Ölçülmeye gelmez, büyüktür çapı
Sevgiye açılan bir ulu kapı
Merhamet mülkünde en muhkem yapı
Esas koruyucu binadır annem
***
Güldükçe gül açar yüzünde renk renk
Ondadır teennî, ondadır âhenk
Sayfalar dolusu kitaplara denk
Mücerret, mukaddes mânadır annem
***
Yürüyende eşkin kır ata benzer
Azimde, sabırda Ferhat’a benzer
Hıçkırışı; Dicle, Fırat’a benzer
Mahzun çağlayışlı Tuna’dır annem
***
Kader bükmüş olsa bile belini
Daha saklar duvağının telini
Köyün umur görmüş saygın gelini
İsmiyle müsemmâ Suna’dır annem
***
Hizmet limanında bir sessiz gemi
Körün kılavuzu, kelin merhemi
Hastanın sayrının; ilacı emi
Yetimin saçında kınadır annem
***
O, başlı başına murakabedir
Ve o bir sırattır, bir akabedir
Mecazî anlamda kutsal Kâbe’dir
Safa’dır, Merve’dir, Mina’dır annem
***
“Hanım Ana” derler saygı gereği
Belli ki toplumun çarpan yüreği
Hakkın rızasıdır bütün ereği
Hasletlerle dolu rânâdır annem

Ahmet Süreyya DURNA

[keremben]

DOSTLUK MESAJI

Dâhilde Trabzon’a, Tonya’ya selâm olsun.
Mudanya’ya, Kulu’ya, Konya’ya selâm olsun.
Hariçte Hanya’ya, Kenya’ya, İspanya’ya;
Hasılı topyekûn dünyaya, selâm olsun.

Ahmet Süreyya DURNA

[keremben]

YAŞLILARIN CİLVESİ

Rahmetli dedem derdi ki “Bak oğlum!
Şu gördüğün mertek, şu hezan var ya?
Şu karşı ki dağın ağaçlarıydı.
Gönül atlasımı ilk çizen var ya?”
Ninemi göstererek:
“Şu koca karının mor saçlarıydı”

Rahmetli ninem derdi ki “Bak oğlum!
Beni tek inciten, tek üzen var ya?
O yıllar söylenen aşk suçlarıydı.
Gönül kovanımda ilk gezen var ya?”
Dedemi göstererek:
“Aha şu haşarı kızıl arıydı!”

Ahmet Süreyya DURNA

[keremben]

SENİNLE!

Şu hayata sarılmak, aşk harcıyla karılmak,
Gönülleyin vurulmak, seninle başka güzel.
Dolaşarak yorulmak, coşup coşup durulmak,
Aranarak sorulmak, seninle başka güzel.
***
Gülşende gonca güller, gül deren nâzik eller,
Mûtedil esen yeller, o savrulan gazeller,
Nilüfer açan göller, dört yanı mamur iller,
Güzelden has güzeller, seninle başka güzel.
***
Zor sefere çıkması, gemileri yakması,
Şimşek gibi çakması, engelleri yıkması,
Suların gür akması, çiçeklerin kokması,
Leziz kudret lokması, seninle başka güzel.
***
Bak! kesin emin ol ki, ve de çok iyi bil ki,
Öyle tarifsiz hâl ki, mutlak her şeyin ilki,
Özelliğindir belki, zahir ömre bedel ki,
Menzile giden yol ki, seninle başka güzel.
***
Turnalar hoş öterken, gökte katar tutarken,
Kervanlar yük çatarken, inci mercan satarken,
Ala şafak atarken, kızıl güneş batarken,
Canlara can katarken, seninle başka güzel.
***
Parmaklarla gün saymak, günü zamana yaymak,
Kavil karara uymak, sonsuz mutluluk duymak,
Vakt-i visâle doymak, ne ki bal ile kaymak,
Bir yastığa baş koymak, seninle başka güzel.

Ahmet Süreyya DURNA

[keremben]

AŞK SİTEMİ

Bırak! senin için yansın yüreğim,
Ne olur, su dökme aşk közüme yâr!
***
Düştüğümden beri sevda çölüne,
Neler konuşulur bak izime yâr!
***
Dolaşır üstümde kara bulutlar,
Şimşekler çakanda can özüme yâr!
***
Kolay mı katlanmak infirakına,
Hayâlin görünür hep gözüme yâr!
***
Harcıâlem lütuf beklemiyorum,
Yeter ki birazcık gül yüzüme yâr!
***
İstirhamım ömürde bir kefâret,
Muallâ başını koy dizime yâr!
***
Gayr-i samimilik yapım değildir,
Sadâkat yükledim her sözüme yâr!
***
Kâbuslar kuşatır çevre yanımı,
Geceler ağmada gündüzüme yâr!
.................................................. .
Bırak! senin için yansın yüreğim,
Ne olur, su dökme aşk közüme yâr!

Ahmet Süreyya DURNA

[keremben]

AMENNA

Renklerin rengi yalandır, aslında tüm renkler hâkî
Vizyonda görünenlerin hepsi boş, hepsi âfakî
Âlemde cümle ne varsa ibret-i âlem içindir
En sonunda her şey fâni, ancak yüce Allah bâkî

Ahmet Süreyya DURNA

Not: Şiirler, şairin "Şafak Taarruzu" adlı kitabından alıntıdır.