






![]() |
#1 |
![]() Wendy ve Donald Cobain’in oğlu olarak Hoquiam'da dünyaya geldi. Kurt 6 aylıkken Cobain ailesi Aberdeen'e taşındı. Kurt orda büyüdü. Kurt 8 yaşındayken anne ve babsı boşandı.Annesine göre Kurt’un bunalım günlerinin başlangıcıydı bu olay. 9 yaşına kadar sadece Beatles dinleyen Kurt, babasının bir plak şirketine üye olmasıyla Led Zeppelin, Black Sabbath ve Kiss gibi grupları dinlemeye başladı. Daha sert ama melodik şeyler arıyordu aslında. 12 yaşında Aberdeen‘da çalan The Melvins grubuna takılmaya başladı, gitar çalmayı öğrendi. Bu arada annesi onu evden kovdu. Nedeni okulu bitirmek için yeterli sayıda krediyi toplayamamış olmasıydı. Okulu bıraktıktan sonra bir askeri denizcilik okulundan burs kazandı. Fakat bursu kabul etmeyerek dağınık yaşantısını sürdürmeye devam etti.. 1985 yılında The Melvins davulcusu Dale Crover ile birlikte Fecal Matter adında bir grup kurdu ve ilk demosunu kaydetti. Çeşitli gruplarda çaldıktan sonra 1987 yılında başka bir isimle ve Krist Novoselic'le beraber bir grup kurdu, çeşitli konserler verdi. Grup 1988 yılında Sub Pop Records adlı küçük plak şirketine bağlanıp ilk single'ı "Love Buzz/Big Cheese"i çıkarana dek çeşitli davulcularla çalıştı. Bu boşluğu Chad Channing doldurdu. Ertesi sene ise 606 dolara kaydettikleri ilk albümleri "Bleach"i yayınladılar. Daha sonra Guns’n’Roses ve Cher’in de plak şirketi olan DGC ile anlaşma yaptılar. Bu anlaşmadan sonra da, grup aradığı davulcuyu buldu: Dave Grohl... Dave Grohl’un da gruba katılmasıyla Nirvana muhteşem üçlüsüne kavuşmuş oldu. 1992 yılında Nirvana, MTV Video Müzik Ödülleri'nde en iyi yeni grup ve en iyi alternatif klip ödülüne aday gösterilerek tırmanışa geçti. İkinci albümleri "Nevermind"ın satışı sadece ABD sınırları içinde 5 milyonu aştı. Nirvana, diğer underground müzikler yapan gruplar içinde parlasa da, yine de bu akımın bir parçasıydı ve punk müziğin gelişmesinde büyük rol oynamıştı. Cobain; “Bunu o zaman itiraf etmedim. Sadece bunun bizimle sona ermeyeceğini umut ediyorum. Umarım bunu sürdürecek diğer gruplar da çıkar.” diyordu... “Müziğimin çoğu hayat tecrübelerim ve duygularım kadar özel. Ama şu şarkı sözlerinin çoğu bu derece kişisel değil. Daha çok TV’den, kitaplardan veya arkadaşlardan öğrenilmiş hikâyeler. Ancak verilen duygu ve his kesinlikle bana ait” Gitar çalmak, söz yazmak, şarkı söylemek harikaydı ama Kurt ünlü olmak istemiyordu. İnsanların aşırı ilgisi onu rahatsız ediyor ve saçma geliyordu. Bu nedenle hayranlarına bazen kötü davrandığı bile oluyordu. Bir süre sonra Kurt‘ün sorunlarına bir yenisi eklendi: Mide ağrıları. Bu dayanılmaz ağrılardan kurtulabilmek için eroine baş vurdu. Aynı zamanda nedeni belli olmayan sırt ağrıları ve bazen sahne arkasında bile uyuyakalmasına neden olan narkolepsi hastalığı vardı. "Yıllarca uyuşturucu bağımlısı olmakla suçlandım. Oysa yıllardır berbat mide ağrılarını çekiyorum ve bu ağrılar turneleri çok zor bir duruma sokuyor. İnsanlar beni bir köşede tek başıma hasta ve ümitsiz bir halde oturmuş görüyorlardı. Bu durum, mide ağrılarımla cebelleşiyor olmamdandı; yediklerimi kusmamaya çalışıyordum. İnsanlarsa bana baktığında keş olduğumu düşünüyorlardı. Üç hafta boyunca eroin kullandım. Sonra bir temizlenme programından geçtim, kendime yeniden çeki düzen vermek için. Bu gerçekten uzun bir zaman aldı, yaklaşık bir ay." 1989’da, yorucu bir Avrupa turnesinin sonlarına doğru, Roma’daki bir gösteride sahnede bir sinir krizi geçirdi. 4 ya da 5 şarkı sonra çalmayı bıraktı ve hoparlör sisteminin tepesine aşağı atlamak üzere tırmandı. Korumalar paniğe kapılmıştı ve herkes aşağı inmesi için ona yalvarıyordu. Ve Cobain’in tek söylediği şuydu: “Hayır hayır, sadece bir dalış yapacağım”. Belli ki gerçekten de dayanma sınırını aşmıştı. İnsanlar epey korkmuştu. Nihayet Cobain aşağı inmeye ikna edildi. Kurt dayanılmaz mide ağrıları yüzünden eroin kullanıyordu. Krist ve Dave ise eroine karşı olduklarından bu konuda onu desteklemiyorlardı. Bu konu grup içinde bir huzursuzluğa da neden olmuştu. Kurt Cobain mide ağrıları çekiyordu ve acısı arttıkça daha çok eroin kullanıyordu. “Şarkı söyleme tarzımın yoğunluğu genelde karnımın üst kısmında toplanır; burası benim haykırdığım, hissettiğim, içimdeki her şeyin dışarı döküldüğü yerdir.” Nirvana, 1992 yılı sonunda beklenen albüm “Incesticide”ı çıkardı. Ama pek beklendiği gibi bir çıkış yapamadı. Çünkü bir önceki Nevermind albümünün gölgesinde kalmıştı. Herkesin dilinde halen 'Smells Like Teen Spirit' parçası vardı. Belki Nevermind çok üstündü, belki de yeni albümde bir şeyler eksikti. Bu arada medyada bir dedikodu hakimdi. Cobain'in, Nirvana gibi müzik yapan Hole adlı grubun lideri Courtney Love ile beraber olduğu duyulmuştu. Bir süre sonra da, Courtney Love’ın hamile olduğu öğrenildi. 24 Şubat 1992 tarihinde, Kurt Waikiki şehrinin ıssız bir bölgesinde, hiçbir mezhebe ait olmayan bir bayan rahip ve şahit olarak da bir yolcu eşliğinde Love ile evlendi. Bir süre sonra Cobain eroin tedavisi için kliniğe yattı. “Mideme dokunduğunu gördüğüm için artık kullanmıyorum. Vücudum ben istesem de uyuşturucu almama izin vermiyor, çünkü çok zayıfım. Tüm uyuşturucular zaman kaybıdır. Hafızanı, kendine olan saygını ve özsaygının getirdiği her şeyi yok ederler. Bunun zararları hakkında sağda solda vaaz verecek değilim. Bu sizin seçiminize bağlı bir şey, ama kendi deneyimlerime dayanarak bunun zaman kaybı olduğunu düşünüyorum.” Fakat bu işe yaramadı. Uyuşturucuya devam etti ve ancak bebekleri doğmak üzere iken bir kür tedavisini kabul etti. 1992 Ağustos’unun başında bir Los Angeles hastanesine yattı. Courtney de bu hastanenin başka bir bölümünde doğum yapmak üzere bulunuyordu. 18 Ağustos 1992 günü kızı Frances Bean dünyaya geldi. Kurt o zaman hayatıyla oyun oynamayı bıraktı, temizlendi. Birkaç ay sonra bir doktor, mide ağrısının kapanmış omurga sinirlerinden kaynaklanabileceğini söyledi ve bundan sonra uygulanan bakım ve egzersizler acısını hafifletti. Hayranları bebeğin hayatında olumlu etkisi olduğuna inanıyorlardı. Böylece Kurt sağlıklı bir durumda, bir sonraki albümlerinin kayıtlarına başladı. Bütün dünya "Nevermind" benzeri bir albüm beklerken grup stüdyoya, The Pixies ve The Breeders gibi grupları yaratan prodüktör Steve Albini ile girdi. Albini’nin kayıt stili, Nirvana’nın "Nevermind"’da düzleştirip güzelleştirdiklerini hissettikleri sesin özünü ele geçirmek için ümit ettikleriyle uyuşuyordu ve In Utero ortaya çıktı. Johan Swinburne, Kurt Donald Cobain hakkında yaptığı bir röportajda: "Kurt Cobain'i bedenimi hissetmeye başladığım günden bu yana çok seviyorum. Annem, 1 ya da 2 yaşlarımdayken ağladığımda Nirvana grubunun Smells Like Teen Spirit şarkısını açtığını ve benim şarkı bitmeden önce uyuduğumu söyler. Oysa ki ben o günlerde Kurt Cobain'in kim olduğu hakkında en küçük bir fikre bile sahip değildim. Bu yaşımda ona nasıl bu kadar bağlı olabiliyorum, bunu ben bile bilmiyorum." dedi. “Bazıları albümü beğenmedi ve bize bunu söylediler. Bazıları ise çok sevdi. Ne yönden bakarsak bakalım, biz istediğimizi yaptık. Çünkü kontratımız bize yüzde yüz sanatsal kontrol vermişti. Stüdyodan aldığımız kasetleri evde dinlediğimizde, gerçekten kulağa çok hoş geliyordu.” “Bu albümde ötekilerden daha belirgin noktalar var. ‘Scentless Apprentice’ okumaktan bıkmayacağım bir kitap hakkında; Patrick Süskind’ın Koku’su. ‘Rape Me' ise, cesur bir şekilde, tecavüze karşı bir şarkı yazmaya çalıştım. Şunu fark ettim ki, eğer bir şey anlatmaya çalışıyorsanız, açık ve net olmalısınız. Çoğu insan şarkıların böyle olmasını istiyor. Şarkıların, suratlarının ortasına fırlatılması gerek” Daha sonra her şey yeniden başladı. Turneler, dedikodular ve eroin. İnsanlar Kurt’ün yorulmuş olduğunu düşünüyorlardı. Belki de haklıydılar. “Hayatta kalmak için son zamanlarda gruptan oldukça çekildim. Tek ihtiyaç duyduğum, bir süre ara vermek; böylece stresim sona erecek. Konserlerden sonraki partilere katılmıyorum. Doğruca oteldeki odama gidip uyuyorum ve sabahleyin bir şeyler yemeye konsantre oluyorum. Bu gibi şeylerle uğraşmayı tercih ediyorum. Gruptaki arkadaşlığımız bu yüzden tehlikeye girmiyor, ancak bu son turne kesinlikle hayatımızdan birkaç yıl götürdü. Değişiklikler yapmayı planlıyorum. Tekrar sağlığıma kavuşup yeniden başlayacağım.” Grohl ve Novoselic, bu sözlere saygı duydular ve grup kısa bir ara verdi. Nirvana, New York’taki Roseland dans salonunda kısa bir şov ile sahnelere döndü. Bir saat boyunca "In Utero" ve "Nevermind"dan seçmeler çaldılar. Böylece onları izlemeye gelen kalabalık coştu. 9 Nisan 1993’te, Bosna’da tecavüze uğrayanlar için bir konser verdiler. Ekim’de de gruba gitarist Pat Smear katıldı. Smear, Kurt’e biraz olsun moral veriyordu. Kurt Cobain’in yaşamındaki bir başka önemli olay da, kızı Frances’tı. 3 aylık bir Kuzey Amerika turnesinden sonra MTV kanalı için New York’ta bir Unplugged konser verdiler. Bu konserde Kurt cover parçalar söyledi. Seçtiği şarkılar genelde ölüm ve şöhret hakkında idi. 1994 yılı başındaki Avrupa turnesinden sonra, grup elemanları Amerika’ya dönerken, Kurt Roma’ya gitti. 4 Mart 1994 günü, kaldığı otel odasında Rolphnol adlı çok güçlü ama yasal bir uyku ilacını ve şampanyayı aşırı dozda birbirine karıştırarak komaya girdi. Tesadüf budur ki Courtney Love kocasını görmek istemiş ve Kurt ölümden kıl payı kurtulmuştur. Bu olaydan sonra Nirvana’nın menajerleri, Cobain'in aşırı dozda uyuşturucu ve alkol almasının bir kaza olduğunu belirten bir bildiri yayınladılar. Bu olayın ardından tekrar uyuşturucu tedavisi gördü. Gerçi uzun süredir uyuşturucu ile olan mücadelesini sürdürüyordu ama üstün gelmeyi başaramamıştı. Hastaneden çıkınca Seattle’a döndü ve kendini av tüfeğiyle birlikte bir odaya kilitledi. 18 Mart akşamı Courtney Love eve çağırdığı polislere, Cobain’in kendisini bir odaya kilitlediğini ve intihar edeceğini söyleyip, odada bir tüfeğin olduğunu da ekledi. Cobain ise polislere, kendisini karısından uzak kalmak için kilitlediğini ve kendini öldürmeye de bir niyeti olmadığını söyledi. Belli ki karısıyla kavga etmişti. Polisler karısını sorguya çektiklerinde ise, Courtney onlara Kurt’u aslında silahla görmediğini ve kocasının ona intihar edeceğini söylemediğini belirtti. Polis evde yaptığı aramada 4 tüfek, 25 kutu mermi, 38 kalibrelik bir el tabancası, birkaç tane kalibresi bilinmeyen Taurus marka altı-patlar ve bir adet Colt AR-15 yarı otomatik tüfek ve çeşitli haplar buldu. Kurt karısıyla birlikte Los Angeles'ta bir uyuşturucu tedavi merkezine gitti ama orada sadece 48 saat geçirdikten sonra merkezi terk etti. Kurt’un annesi Wendy O’Connor, oğlunun 6 gündür kayıp olduğundan şüphelenmiş ve ölü bulunacağından korktuğunu söylemişti. Bu ihbarla Cobain yeniden polis raporlarına geçti. Zaten raporlarda, Cobain’in polisle son bağlantısının 2 Nisan’da olduğu yazıyordu. Cobain gerçekten de 6 gündür kayıptı. 8 Nisan 1994‘te Kurt’un cesedi, Seattle'daki evinin garajının üzerindeki odada , alarm sistemi yerleştirmek için gelen bir elektrikçi tarafından bulundu. Kotunu, gömleğini ve ayakkablılarını giymiş olan Kurt, göğsünün üzerinde bir Shotgun tüfek ile sırt üstü uzanmış durumdaydı. Tek bir kurşun ile suratını dağıtmıştı. Cesedin yanında birtakım kişisel eşyalarla birlikte bir de intihar mektubu bulundu. İntihar olgusuna Cobain ailesinin geçmişinde çok sık rastlanılmaktadır. Burle Cobain adında bir akraba, kendini karnından vuruyor, bundan beş yıl sonra da Burle’in kardeşi Kenneth kafasına sıktığı tek kurşunla ölüyordu. Aslında bu tür ölüm Aberdeen'da oldukça yaygındı. Ayrıca Kurt Cobain gibi bir dönem isim yapmış Jimi Hendrix, Janis Joplin ve Jim Morrison gibi rock müzisyenleri de intihar etmişlerdi. Olayın ardından Courtney Love, dikkatleri üzerinden atmak için ısrarla Kurt Cobain'in ailesindeki intiharlardan bahsetti ve bunun için "Cobain Laneti" yorumunu yaptı. KNBC-TV'yle yaptığı bir röportajda elektrikçi, Cobain'in intihar mektubunun saksıdaki bir bitkiden gelen çamurla kirlenmiş olduğunu ve "sizi seviyorum, sizi seviyorum" sözcükleriyle sona erdiğini belirtiyordu. Cesedin bulunmasından iki gün sonra yakma töreni düzenlendi. Törenden sonra on bin Kurt Cobain hayranı Seattle'da toplandı. Kasetten Courtney Love, Kurt Cobain'in son notundan bölümler okudu. Tabi ki işine gelen bölümleri. Vee Herşey Burdan Sonra Başlıyor... Peki Bu İntihar mı yoksa cinayet mi? Kurt, ardında bir adet veda notu ve bir yığın mantıksal çelişki bırakmıştı. Şöyle bir kaç paragraf boyunca bunları izleyelim: * İlk olarak Kurt Cobain'in ölümü sırasındaki genel duruma bir bakalım. Öncelikle bilmeliyiz ki Kurt ve Courtney ayrılmanın eşiğindeydiler ve iş mahkemeye intikal etmişti. Courtney pekala Kurt'un ilişkilerinin bittiğinin farkında olduğunu biliyordu. Courtney en acımasız "boşanma" avukatlarından birini tutmuştu ve Kurt'un cüzdanını hafifletmeye kararlıydı. * Birisi, her kimse, Kurt Cobain'in öldükten sonra bulunamayan kredi kartını kullanmaya teşebbüs etmiş, ama hesap iptal edildiği için başarısız olmuştu. Halen bu kişi bulunamadı. * Cobain bir suikaste kurban gitmekten veya kısaca öldürülmekten korkuyordu ve kendi canına kıydığı silahı, uyuşturucu tedavisi için Los Angeles'daki kliniğe yatmadan önce satın almıştı. Her ne kadar klinikten çıkıp Seattle'daki evine döndüğünde, doğrudan intihar amaçlı olarak aldığı söyleniyorsa da bu gerçek değil. Silahta üç mermi vardı ve tümüyle savunma amaçlı olarak doldurulmuştu. * Aslında ortada herhangi bir intihar mektubu falan olduğu tartışmaya tümüyle açıktır. Her ne kadar mektubun sonunda karısına ve kızına hitaben yazıldığı polis kayıtlarına geçtiyse de, mektubun içinde kendini öldürmenin arifesinde olduğunu ima eden bir ifade yoktur. Buda'ya diye başlayan mektup aslında Kurt Cobain'in show-biz'den ne kadar sıkıldığını ve hayranlarına bu işi bırakmayı düşündüğünü biraz dokunaklı bir dille anlatan bir dilekçe gibidir. En sondaki yani karısına ve kızına hitaben kaleme alınmış iki üç satırdaki el yazısının Kurt'a ait olduğu halen kuşkuludur (Buda yaklaşımı bizcileyindir, yoksa Boddah diyor, dostlar falan diye çevrilebilir). * Kurt'un cesedi bulunduğunda ikinci bir not daha vardı ve Courtney bunu, ta ki aylar sonra Rolling Stone dergisinin yaptığı bir söyleşiye kadar sakladı. Bu notta Kurt, Courtney'i ve hatta Seattle'ı terk edeceğini söylüyordu ama gezegeni terk edeceğine ilişkin bir ibare yoktu. * Curt Cobain odasında kapalı kalmamıştı. Kapının önüne bir şeyler yığılmamış ve Kurt, ölenin kendisi olduğu anlaşılsın diye sürücü ehliyetini ortalığa bırakmamıştı. Cesedini bulan memur, ehliyetini cüzdanından kendisi çıkartmıştı. * Silahın üzerinde Kurt Cobain'e ait belirgin parmak izlerine rastlanmamıştı. Ayrıca rastlanması da mucize olurdu, çünkü parmak izi testi, ceset bulunduktan yaklaşık bir ay sonra yani 6 Mayıs'ta yapılmıştı. * Kurt'un cansız bedeninde, öldürücü dozun üç katı eroin aldığı saptanmıştı; kanının litresinde 1,52 mg zehir vardı. Toplam 225 mg eroin şırınga etmiş olması gerekiyordu, hem de kendi başına. Ayrıca kanında Diazepam adlı pisliğe de rastlanmıştı. Varsayalım ki bu kadar zehri tek başına aldı (ki bu tümüyle olanaksız), bu durumdaki bir insanın değil tüfeğin namlusunu ağzına götürmesi ve tetiği çekmesi, göz kapağını bile açması mümkün müdür? Üstelik bu dozajla Tahtalıköy'e dönüşü olmayan seyahat zaten garantiyken, neden yatağına yatıp huzur içinde ölümü beklemedi. Bir kaç dakika gecikmeden ne çıkardı. İşte Kurt Cobain 'in Ölmeden önceki mektubu ve türkçesi : ![]() İngilizce : to boddah speaking from the tongue of an experienced simpletion who obviously would rather be an emascluated, infantile complain-ee. this note should be pretty easy to understand. all the warnings from the punk rock 101 courses over the years, since my first introduction to the, shall we say, ethics involved with independence and the embracement of your community has proven to be very true . ı haven't felt the excitement of listening to as well as creating music along with reading and writing for too many years now. ı feel guilty beyond words about about these things. for example when we're backstage and the lights go out and the manic roar of the crowd begins, it doesn't affect me the way in which it did for freddy mercury, who seemed to love, relish in the love and adoration from the crowd, which is something ı totally admire and envy. the fact is, ı can't fool you, any one of you. ıt simply isn't fair to you or me. the worst crime ı can think of would be to rip people off by faking it and pretending as if ı'm having 100% fun. sometimes ı feel as if ı should have a punch-in time clock before ı walk out on stage . ı've tried everything within my power to appreciate it (and ı do, god believeme ı do, but it's not enough). ı appreciate the fact that ı and we have affected and entertained a lot of people. ı must be one of those narcissists who only appreciate things when they're gone. ı'm too sensitive. ı need to be slightly numb in order to regain the enthusiasm ı once had as a child. on our last 3 tours, ı've had a much better appreciation for all the people ı've known personally and as fans of our music, but ı still can't get over the frustration, the guilt and empathy ı have for everyone. there's good in all of us and ı think ı simply love people too much, so much that it makes me feel too fucking sad. the sad little sensitive, unappreciative, pisces, jesus man. why don't you just enjoy it? ı dont know! ı have a goddess of a wife who sweats ambition and empathy and a daughter who reminds me too much of what ı used to be , full of love and joy , kissing every person she meets because everyone is good and will do her no harm. and that terrifies me to the point where ı can barely function. ı can't stand the thought of frances becoming the miserable, self-destructive, death rocker that ı've become. ı have it good, very good, and ı'm grateful, but since the age of seven, ı've become hateful towards all humans in general. only because it seems so easy for people to get along and have empathy. only because ı love and feel sorry for people too much ı guess. thank you all from the pit of my burning, nauseous stomach for your letters and concern during the past years. ı'm too much of an erratic, moody, baby! ı don't have the passion anymore, and so remember, it's better to burn out then to fade away. peace, love, empathy kurt cobain frances and courtney, ı'll be at your altar. pleas keep going courtney, for frances. for her life, which will be so much happier without me. ı love you, ı love you! Türkçe : boodah'a daha çocukça şikayetleri olan. tükenmiş,deneyimli bir ahmağın ağzından konuşuyor olmak. bu bayağı kolay anlaşılabilir bir not olmalı. yıllar boyunca,diyelim ki,cemiyetimizin serbestliği ve benimsemesi ile ilgili ahlak punk rock 101 derslerinden alınan öğütlerin ne kadar doğru olduğunu kanıtlamıştır. çok uzun yıllardır okuyup yazmakla birlikte dinlemekten,yaratmaktan da olduğu gibi heyecan almadım. bunlar için kelimelerle anlatılamayacak bir suçluluk duyuyorum. mesela sahne arkasındayken ve ışıklar sönüp kalabalığın çılgın tezahüratı karşısında,beni hayran olduğum ve kıskandığım freddy mercury'e olduğu gibi etkilemedi. gerçek şu ki sizi aptal yerine koyamam. hiç birinizi. bu basitçe ne sizin ne de benim için adil değil. aklıma gelen en kötü suç, insanlara karşı sahtekarlık yapıp %100 eğleniyormuşum gibi görünerek dolap çevirmek. bazen sahneye çıkmadan önce saati yumruklamak, zamanı durdurmak geçiyor içimden. kulisteyken, ışıklar söndüğünde duyduğum çığlıklar da etkilemiyor beni. gücümün yettiğince değer vermek için her şeyi denedim ve deniyorum. tanrım,inan bana deniyorum,ama bu yeterli olmuyor. benim ve bizim birçok insanı etkilediğimiz ve eğlendirdiğimiz gerçeğine saygı duyuyorum. elden kaybolduktan sonra kıymet veren biri,o narsistlerden biri olur. ben çok hassasım. bir zamanlar bir çocukken sahip olduğum hevesi yeniden kazanmak için biraz uyuşmaya ihtiyacım var. son üç turumuzda şahsen tanıdıklarıma ve müziğimizin hayranı olan tüm insanlara daha çok değer verdim,ama hala herkes için beslediğim asabiyet,suçluluk ve anlayışı aşamadım. hepinizin içinde iyilik var ve sanırım insanları çok fazla seviyorum. öyle çok ki bu beni mutsuz hissettiriyor. üzgün,küçük,hassas,değer vermeyen balık burcu. isa oğlum!neden tadını çıkarmıyorsunuz? bilmiyorum!ihtiras ve anlayış yemini eden cazibeli bir karım var ve bana eski halimi çok fazla hatırlatan bir kızım. sevgi ve neşe dolu,her gördüğü insanı öpüyor çünkü herkes çok iyidir ve ona kimse zarar vermez! frances' in üzgün,kendine zarar veren,ölü bir rock' çı olduğumu düşünecek olmasına dayanamıyorum. iyi yapıyorum,çok iyi ve minnettarım,ama yedi yaşından beri insanlara karşı genel bir nefret duydum...sırf insanlara iyi geçinmek ve anlayış sahibi olmak çok kolay görünüyor diye. anlayış! sanırım sadece insanları çok sevdiğim ve onlara çok üzüldüğüm için. geçen yıllar boyunca mektuplarınız ve ilginiz için alevler içindeki mide ağrısı cehenneminden hepinize teşekkür ediyorum. ben çok kararsızım, ümitsizim! artık eski tutkum yok,ve şunu hatırla,sönüp gitmektense yanmak daha iyidir(bu sözler,neil young'ın hey,hey,my,my... adlı şarkısındandır). barış, sevgi ve hoşgörü dileğiyle… francis ve courtney ben sizin yanınızda olacağım lütfen courtney devam et, francis için, onun hayatı için ki ben olmadan daha mutlu olacak.sizi seviyorum, sizi seviyorum… Ölümünün Ardından Courtney Love, ölümünden sonra ona yardım etmek için daha fazla ne yapması gerektiğini bilemediğini söyledi. Hiçbir şey işe yaramamıştı. Ne gerçek aşk, ne güçlü sevgi, ne kızları Frances Bean, ne rehabilitasyon, ne tedavi, ne de dualar. Love, Cobain’in intiharını engelleyecek hiçbir şey yapamadığını düşünüyordu. Kurt Cobain’in ölümüyle, Nirvana grubu dağıldı. Dave Grohl, Foo Fighters adlı grubu kurdu. Krist Novoselic de Sweet 75 adlı gruba katıldı. 1993 sonu kaydettikleri "MTV Unplugged In New York" ve canlı performanslarından oluşan "From the Muddy Banks of the Wishkah" albümleri grubun hayranlarına buruk elvedası oldu. 12 Kasım 2002 tarihinde, içinde daha önce yayınlanmamış parçaların da yer aldığı bir Best Of Nirvana albümü piyasaya çıktı, müzik marketlerindeki yerini aldı. Courtney Love, 10 yıl önce intihar eden eşinin küllerinin gömüldüğü arazinin el değiştirmesi nedeniyle Kurt’a yeni bir mezar arıyor. Kurt’un küllerinin havaya serpilmesini arzuladığını dile getiren Love "Bana kalsa Kurt'ü rüzgara bırakırım gider ama hayranları çok sevdikleri idollerini ziyaret edecekleri bir yer olsun istiyor. Bunun için uğraşıyorum” diyor. Courtney Love, Kurt’u kurtarmak istediği uyuşturucu yüzünden kızı Frances’in velayetini 2 kez kaybetti. Geçtiğimiz günlerde tedavi olan Love’a mahkeme kızını tekrar verdi. Usta yönetmen Gus Van Saint Kurt Cobain’in son günlerini anlatan “Last Days” filmini yaptı. Film, Cannes Film Festivali'nde gösterildi. Ülkemizde gösterime girmedi. Aşk ve Ölüm: Kurt Cobain Cinayeti, Max Wallace ve Ian Halperin’in kitabı. Ülkemizde Dharma yayınlarından 13.5YTL’ye satılıyor. Özel dedektifler, gazeteciler, Cobain'in kimi arkadaşları o dönemde ısrarla bunun bir cinayet olduğunu savunsalar da konu kapanmıştı bir kere. Başta polisler ve adli tabip olmak üzere kimse işini baştan savma yaptığını kabul etmek istemiyordu. Cobain'in ölümünün göründüğünden daha karışık olduğunu iddia eden birçok gazeteci vardı ama Wallace ve Halperin'in hazırladığı Cobain dosyası dikkat çekiyordu çünkü bir araştırmacı gazetecilik örneğiydi. Aşk ve Ölüm'deki temel iddia Kurt Cobain'in intihar etmiş olamayacağı, çünkü kanında kafasına kurşun sıkmasına izin vermeyecek ölçüde yüksek miktarda uyuşturucu bulunmuş olduğu. ![]() ![]() ![]() |
|
![]() |
![]() |
Benzer Konular | ![]() ![]() |
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Kurt Cobain - Smells Like Teen Spirit | єραcк | Diğer Müzik Türleri | 2 | 06-18-2010 12:39 AM |
|
|